Örneğin antrenman öncesi kısa bir ısınma daha iyi sonuçlara ulaşmanıza yardımcı olur. Yatmadan önce yapılan aynı ritüel, Morpheus’un kollarına çok daha hızlı girmenizi sağlar. Tüm süreci otomatikleştiremeyebilirsiniz ancak ilk birkaç adımı kesinlikle doğru bir şekilde gerçekleştirebilirsiniz.
Bazılarına 2 dakika kuralı bir hile gibi görünebilir. Sonuçta amacınızın ayakkabı bağlarınızı bağlamak değil, maraton koşmak olduğunu biliyorsunuz. Ve bunun bir aldatmaca olduğunu anlarsanız, o zaman nasıl çalışacak? Yapay bir şey hissederseniz başka bir seçeneği deneyin: 2 dakika sonra eylemi durdurun. Koşuya çıkın ve 2 dakika sonra durun. Meditasyona başlayın ve 2 dakika içinde bitirin. Başlangıç olarak bu bir strateji değil, bir strateji; alışkanlığınız yalnızca 120 saniye sürebilir.
Okuyucularımdan biri bu yaklaşımı 45 kilodan fazla kaybetmek için kullandı. İlk başta her gün spor salonuna gitti ama orada sadece 5 dakika geçirdi. Süre dolduğunda eve gitti. Birkaç hafta sonra etrafına baktı ve şöyle düşündü: “Zaten buraya her zaman geliyorum. Daha uzun kalabilirsin.” Birkaç yıl sonra istenilen sonuca ulaştı.
Bu tür stratejiler başka bir nedenden dolayı işe yarar. Bizi yeni karakter özellikleri geliştirmeye zorluyorlar. Beş gün üst üste, 5 dakika bile olsa spor salonuna gittiğimizde yeni kişiliğimize katkıda bulunuruz. Önemli olan forma girmek değil, önemli olan hiçbir antrenmanı kaçırmayan bir insan olmaktır. Olmak istediğimiz kişiye doğru küçük bir adım atıyoruz.
Ne yazık ki, değişime bu açıdan nadiren bakıyoruz çünkü sonuca çok fazla odaklanıyoruz. Ancak bir şınav çekmek sıfırdan iyidir. Gitarı bir dakika çalmak, onu dolapta tutmaktan daha iyidir. Hiçbir şey yapmamaktansa daha az şey yapmak daha iyidir.
Bir dahaki sefere rutininize yeni bir alışkanlık katmak istediğinizde 2 dakika kuralını kullanın. Bu, kendinizi ve hayatınızı değiştirmenin harika ve kolay bir yoludur.